MEDİTASYON NEDİR?

Meditasyon

Meditasyonun Amacı Nedir?

Ezgi Yentürk / Kadinca Özel

Meditasyonun gerçek amacı amaçsızlıktır. Buna ek olarak meditasyonla birlikte gelen bazı farkındalıklar vardır. Daha doğrusu o bilinç daima orada bir yerdeydi fakat senin zihnin o kadar dağınık ki araman gerekeni bulabilecek noktada değilsin.

Meditasyon Kelimesinin Kökeni Nereden Gelmektedir?

Meditasyon üzerine gün geçtikçe daha fazla örnek ve açıklamayla karşılaşıyoruz ancak yine de tam olarak ne anlama geldiği, meditasyon yapmanın ne gibi faydaları olduğu gibi konularda gerçekten yeterince bilgi sahibi miyiz?

Meditasyon kelimesinin Latince kökeni “Meditatio” dur. Türkçe karşılığı derin düşünme, tefekkür olarak çevrilmiştir. Bu bilgi ilk bakışta doğru gibi görünse de aslında hakiki bir meditatif tecrübe esnasında zihin tamamen düşünceden arınmış hale gelir. Budistler meditasyonu Samadhi kelimesiyle yani varoluşun en yüksek farkındalık haliyle birlikte tanımlar. Hindular ise binlerce yıllık kadim geleneklerinde Dhyana yani derin konsantrasyon olarak ifade ederler.

Sadhguru ve Osho Meditasyonu Nasıl Tarif Ediyor?

meditasyon
meditasyon

Sadhguru adıyla bilinen ünlü yogi ve mistik Isha Kriya; “Meditasyonun “yapılabilecek bir eylem” olmadığını, meditatif olunabileceğini, meditasyonda olunabileceğini ancak asla bunun yapmak, etmek üzerine bir varlığı olmadığını” söyler.

Son zamanlarda “Wild Wild Country” adlı belgeselle maalesef felsefi yönü ihmal edilerek tek boyutlu olarak gündeme getirilen mistik düşünür Osho, öncelikle zihin ve bilinç üzerine derin bir ayrım yapar. Ona göre zihin, bilincin kendini ifade etmesi için bir mekanizmadır. Fakat zihin kontrolsüzce çalışmaktan efendiyi yani yüksek bilincin sesini bastırır zamanla.

 “Zihin efendi olduğu zaman, meditasyon halinin dışına çıkılır. Efendi sen olduğunda, bilincin efendidir, meditasyon hali orada gerçekleşir.” Osho.

Meditasyon ve Aşk

 Meditasyonu aşk haline benzeten Osho şu tanımlamayı yapıyor: “Meditasyon aşkın doruğudur, bir kişiye duyulan aşk değil, tüm varoluş için aşk. Bana göre meditasyon, seni çevreleyen varoluşun bütünüyle bir yaşam ilişkisidir. Eğer herhangi bir durumda aşık olabilirsen o zaman meditasyondasındır.” Der Osho.

Meditasyonun belki de en doğru ifadelerinden biri zihnin esaretinden kurtulmuş, yoğun bir şimdide olma halidir, diyebiliriz.

Bizler sevgiden, yüksek bilinçten, uyumdan, karşılıklı bilgi ve duygu alışverişinden, sanattan, eşitlikten, ortak üretimden, bilimden yükselen bir varoluşu zemin olarak kabul etmeli ve temel olarak “hafifliğin” kendi gerçek tabiatımız olduğunu görebilmeliyiz. Evet, bunu söylemesi kolay fakat nasıl gerçekleştirebiliriz? Elbette pek çok yöntem var, ben bunlardan yalnızca bir tanesi, belki de en basit ve etkili olanı yani meditasyon üzerine sizinle bazı bilgiler paylaşmak istiyorum.

Günlük Yaşamın Stresiyle Baş Etmede Meditasyonun Önemi

   Modern yaşamın getirdiği inişli çıkışlı ruh hallerinin, kişisel yaşamlarımızda pek çok olumsuz yansımalarını görmekteyiz. Yoğun iş hayatının getirdiği kaygı, stres gibi negatif ruh halleri, kent yaşamının getirdiği güvensizlik, mücadele hali bir de ekonomik baskılara eklenince, birey kendini sıkışmış ve huzursuz hissetmeye başlıyor. Ve zamanla kişi bu psikolojiyi doğal hali olarak kabul etme eğilimi gösteriyor. Oysaki bu büyük bir yanılsama. Bu olumsuz ruh hali, bizim doğamızın temeli, normal günlük psikolojimiz olmamalıdır. İşte bu noktada günlük olarak 10 dakika zaman ayırarak başlangıç yapabileceğiniz bir meditasyon, zamanla sizin stresle baş etmede ve iç dünyanızı tanımada en etkili yöntemlerden biri haline gelecektir.

Meditasyon için Nelere İhtiyacımız Var?

Meditasyon uygulaması için tek bir şeye ihtiyacınız var, o da kendiniz. Hatta bir zaman sonra “kendilik” kavramına bile ihtiyaç duymayacaksınız. Çünkü zamanla meditatif alanda daha çok vakit geçirdikçe, “ihtiyaçlar”, “arzular”, gelecek, geçmiş ve “ben” kavramları eski konumlarını kaybedip yaşamınızda yeni anlamlara bürünecek. Ve elbette bu kaygıları, yükleri, stresi, acıları yaratan yegane şeyin yine kendiniz ve dünyayı algılama biçiminiz olduğunu, iç dünyanızla kurduğunuz ilişkinin dış dünyanızı nasıl tetiklediğini ve bu ikisinin görünmez iplerle ne kadar birbirine bağlı olduğunun farkına varacaksınız. İç dünyamız ve dış dünyamız arasındaki bağlantılar üzerine sonraki yazılarımda daha detaylı konuşmak isterim ama şimdi meditasyonun ne olmadığına,ardından da ne olduğuna bakalım:

Meditasyon Ne Değildir?

·       Meditasyon bir dini inanç sistemi değildir.

·       Meditasyon bir doktrin değildir.

·       Meditasyon öldüğümüzde ne olacak sorusunun yanıtını vermez.

·       Meditasyon düşüncelerle veya duygularla savaşmak, onları bastırmak veya ötelemek değildir.

·       Meditasyon teknikleri meditasyonun kendisi değildir.

·       Meditasyon uyku hali değildir.

Meditasyon herhangi bir inanç sisteminin ötesinde, tüm yanıtların kaybolduğu özgün bir deneyimdir.

Düşüncelerimi Durduramıyorum

Meditatif halde olmak, düşünceden, zihnin faaliyetlerinden arınmış saf farkındalığın kaldığı içsel bir durumdur. Bu içsel durumun kendi gerçekliğini yaratmasına karşı koymamak ve kabul etmek birlikte gelir. Herhangi bir düşünceyi susturmak değil onunla özdeşleşmeden onun sadece zihinsel bir hareket olduğunu bir adım geriden tarafsız bir gözlemci olarak izlemek anlamına gelir. Bunun için beliren düşüncenin uzağında kalmak, içselleştirmemek çok önemli bir ipucudur. Ardından o fikir kendiliğinden yok olacaktır. Enerji vermediğimiz, odak haline getirmediğimiz her şey bizim algımızda buharlaşmaya mahkumdur. Düşünceler de bu kurala tabidir. Yani aklınıza takılan herhangi bir düşünceyi susturmak, herhangi bir duyguyu bastırmak, savaşmak gibi zihne ve egoya ait faaliyetlerin çok dışında bir kabullenme, izin verme halidir. Bu fikir, alışkın olduğumuz kapitalist dünyanın bize önerdiği rekabetçi, kontrolcü ve manüplatif algının tam zıttıdır. O nedenle zihnin derhal bu perspektifi kabul etmesi o kadar da kolay olmayabilir. Meditasyonun amacı da bir düşünceyi zihne dikte etmek, değişime zorlamak değildir zaten.

Meditasyonun Amacı Nedir?

Meditasyonun gerçek amacı amaçsızlıktır. Buna ek olarak meditasyonla birlikte gelen bazı farkındalıklar vardır. Daha doğrusu o bilinç daima orada bir yerdeydi fakat senin zihnin o kadar dağınık ki araman gerekeni bulabilecek noktada değilsin. Meditasyon karmakarışık bir odanın içindeki tüm çöpleri atmaktır. Örneğin kendine güvensizlik duymak. İnsanın kendine güvenmesi konusunda bir şeyler hatırlıyorsun ama bunun kaynağının kibir mi, ego mu yoksa dış dünyaya karşı takındığın bir maske mi olduğundan emin değilsin. Meditasyonla sana ait olanı ve olmayanı, gerçek olanı ve illüzyon olanı, içsel bir mekanizmanın harekete geçmesine izin vererek, farkındalıkla ayırabilmen olanaklıdır.

Korku “Şimdi”de Yaşayamaz.

Meditasyon seni gelecek kaygılarından ve geçmişin hesaplarından yani şu anda burada olmanı engelleyen tüm zihinsel karmaşadan, büyük bir dinginlikle “şimdi”ye fırlatır. Yoğun bir “şimdi” ile sarılısındır ve bu yoğunluk hafifliği getirir çünkü korku “şimdi” de yaşayamaz, onun kaynağı gelecek ve geçmiştir.

“Şimdi” tüm farkındalığınla, reaksiyonlarınla, bedenin ve duygularınla, tümden kabullenişinle yaşamın içinde olma halidir. Yaşamın akışını yönlendirme veya karşı koyma zihinselliğinden, bir üst bilinç olan yaşamla, kendi tabiatınla ve diğer canlılarla uyum içinde yaşayan ve yargılamayan bir bilincin açığa çıkmasına yardımcı olur meditasyon.

Mindfulness ve Meditasyon Arasındaki Fark

Son zamanlarda batıda bir terapi türü olarak karşımıza çıkan Mindfulness, temel nefes egzersizleri eşliğinde meditatif bir sürece girilerek, düşüncelerin akışını müdahale olmadan izlemeyi öneren bir yöntemdir.  Bilinçli farkındalık anlamına gelen Mindfulness, meditasyondan ilham alan bir terapi ekolüdür. Meditasyonun bilimsel özellik kazanan pek çok yönü gibi psikoloji üzerine çalışmaya dönüşen bir metod olduğunu söyleyebiliriz Mindfulness’ın. Bu farkındalık terapisi, şimdide kalmanın belki de en basit ve etkili yöntemlerinden sayılmaktadır.

Bir sonraki yazımda sizinle çeşitli meditasyon teknikleri ve pratik öneriler paylaşacağım. Aslında en büyük engellerin sebebinin, bizi yönetmeye çabalayan zihinselliğimizin olduğunu bir kez daha hatırlamalıyız. Sınırlarımızı, yaşamlarımızı ve ürettiklerimizi korkularımız belirlememeli. Eğer durum böyleyse size bu güzel haberi vermek istiyorum; bu esaretten meditasyon yaparak kolaylıkla kurtulabileceğinizi daima hatırlayın.

Özgür düşünen ve özgürlüğü hisseden kadınları sevgiyle selamlıyorum.

Ezgi Yentürk / Kadinca Özel

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Hayal kurarım, oyun oynarım, okurum, yazarım, düşünürüm, anlatırım ve bunların sırası değişir bazen..

İlgili Yazılar

Başka Yazı Yok

Giriş Yap