Daha önce bahsettiğimiz duygusal şiddet ve manipülasyon konusuna, yeni istismar tanımlarıyla devam ediyoruz. Dijitalleşme çağı, her şeyde olduğu gibi, ilişkilerin formlarını, ilişkiye bakış açımızı sosyalliğimizi ve beraberinde birçok değeri değiştirdi. Bu hızdan en çok etkilenen de duygu durumlarımız ve zihin sağlığımız oluyor. Çevrimiçi buluşma uygulamaları, herkesin bir tık uzağımızda olma hissi, seçeneklerin bolluğu birbirimize daha maddesel yaklaşmamıza sebep oluyor. Haliyle şiddet de şekil değiştiriyor. Ve dilimize de yeni sözcükler ekleniyor.
Tüm suçu da teknolojiye atmamak gerek. Çünkü bu manipülasyonlar insanlık tarihi boyunca var oldu. Tüketim hızımızla beraber de yaygınlaştılar ve bu istismarlara maruz kalma veya başkalarını buna maruz bırakma oranımız arttı. Çoğunluğu dijital şiddet olarak karşımıza çıkan bu duygusal istismar yöntemlerini tanımladıkça onlardan kaçınmak da kolaylaşacak.
Stashing: “Gizleme”
Uzun zamandır bir ilişkiniz var ancak sevgiliniz sizinle yalnızca evde ya da başka kimsenin olmadığı yerlerde görüşmek istiyor. Sizi yakın çevresiyle tanıştırmıyor ya da sosyal medyada asla size dair paylaşımlarda bulunmuyor. Yani sizi gizliyor. Stashing; işte tam olarak da bu. Sizi geçici olarak görme ihtimali olabilir. Ya da sosyal statünüz veya dış görünüşünüz onu yeterince tatmin etmiyordur. Sizi daima yedekte tuttuğu hissiyatına kapılırsınız; maalesef bunu bir türlü kanıtlayamazsınız. Çünkü partnerinizin karşısında özgüvensiz ve zayıf görünmekten çekinirsiniz. Hatta sizi öyle pasifize eder ki, talepte bulunma hakkını bile kendinizde göremezsiniz. İlişkiye dair bu tarz kuşkularınız varsa, ya da partnerinize yeterince dürüst değilseniz, en doğrusu uzaklaşmak.
Breadcrumbing: “Yemleme”
Bu duygusal şiddet formu, yalnızca ikili ilişkilerde değil, hayatın her alanında birbirimize uyguladığımız bir çeşit narsizm. İşçi-işveren arasında da, anne-kız arasında da olabilir. Bazıları için bir nevi hayat tarzı. Konumuz ikili ilişkiler özelinde olduğu için, sadede geliyoruz.
Breadcrumbing: İngilizce ‘ekmek kırıntısı’ndan türeyen bu sözcüğü, partnere az az ancak, sistematik şekilde jestlerde bulunmak ve iltifat etmek olarak tanımlıyoruz. Fakat bunu öyle bir ölçüde tutar ki, siz daha fazlasının geleceğini düşünürken, asla gelmez. Kendinizi daha önce hak ettiğiniz ve şimdi ellerinizden kayıp giden bir değere sahip gibi hissedersiniz. “Benden hoşlanmasaydı hiç yazmazdı.” ya da “O halde hiç görüşmezdi.” “O aramıyor, ama ben aradığımda çok sıcak konuşuyor.” gibi sorularla beyninizi yorar durursunuz. En kötüsü de, işin sonunda kendinizi, bir güzel söz ve onaylanma ihtiyacı için partnerinize gittikçe kapılmış, zaman içinde ona daha çok bağlanmış olarak bulursunuz.
Aslında burada tek sebep narsizm de değil, ne istediğini bilmeme, bir isteyip bir istememe, kurulu düzen alışkanlıkları da bu istismara yol açıyor. Çoğumuzun karşı tarafa net sinyaller vermediği zamanlar oldukça fazla.
Zombieing: “Hortlama”
Zombieing, adı üzerinde, adeta bir zombi gibi yeniden dirilmek anlamına geliyor. Bir önceki dosyada bahsettiğimiz “Ghosting” kavramının devamı niteliğinde manipülatif ve denge bozucu bir şiddet türü. Bir anda iletişimini kesen taraf, siz tam kendinizi toparlayacakken hiçbir şey yokmuş gibi tekrar ortaya çıkar. Tekrar kafanız karışır, hayatınıza yeni birini de alamazsınız, onunla da olamazsınız. Çünkü onun isteği ilginizi elinde tutmak ve kafanızı karıştırmaktır. Maalesef bazen kendi değerimizi başkasına yaşattığımız negatif duygularla ölçebiliyoruz. Bu tanımlarda mağdur olmamak kadar, mağdur etmemek de önem taşıyor.
Benching; “Yedekte Tutma”
Sosyal mecrada biriyle flörtleşmeye başladınız. Ancak karşı taraf bir türlü sizinle yüz yüze gelmek istemiyor. Çünkü sizi yedekte tutuyor. Elindeki tüm oyuncuları oyuna dahil ettikten sonra sıra size gelecek. Büyük ihtimalle aynı anda birçok insanla flört halinde ve bir kişiye bağlı kalmak istemiyor. Sizinle tamamen iletişimi de kesmiyor, ancak sinyaller o kadar karmaşık ki, ne arkadaşsınız, ne flört. Yani bu manipülasyonları kanıtlamak ve algılamak işte bu yüzden bu denli zor.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, her zaman mağdur koltuğunda siz oturmuyorsunuz. Büyük ihtimalle hepimiz birbirimize bu istismarları yaşatıyoruz. Ancak bu kaygan zeminleri az da olsa tespit edip örneklendirebilirsek, içinden çıkmak daha kolay olacağa benziyor.