Telepati, bir kişinin düşüncelerini herhangi bir teknolojiye gereksinim duymadan, bazen iki yönlü bir konuşmada ya da birisine doğrudan iletmesi için kendiliğinden sahip olunan yetenek olarak tanımlanıyor. Birçok bilim-kurgu hikayesinin konusu olmuş telepati ile iletişim, son dönemlerde yapılan çalışmalar ile artık bir fantezinin ötesinde geleceğin iletişim yöntemi olarak öngörülüyor.
Telepati ve Teknoloji
Kendimizden başka hiçbir şeye ihtiyaç olmaksızın telepati yapıp yapamayacağımız halen tartışılıyor. Bazıları bunun mümkün olduğunu, hatta halihazırda farkında bile olmadan bu yeteneğimizi kullandığımızı savunurken, bazıları ise bu tarz bir iletişimin teoride düşünülebilse dahi pratikte henüz bilimsel olarak kanıtlanamayacağı konusunda hemfikir. Ancak belirli teknolojiler ve yöntemler sayesinde bunun mümkün olacağını gösteren çalışmalar da mevcut.
Hollanda’daki bir araştırmacı ekibi, çift dil bilen 8 deneğin, Hollandaca ve İngilizcede boğa, at, köpekbalığı ve ördek kelimelerini yüksek sesle söyledikleri anda gerçekleşen beyin aktivitelerini izledi.
Bulgular, aynı görünmeseler ve aynı şekilde söylenmeseler bile aynı anlama sahip kelimelerin, beynin aynı bölgelerinde kodlandığını gösterdi. Bu sayede bilim insanları, bir kişinin beynini işitilen sözcüklere göre hangi kelimelerle hangi nöronal kalıpların ilişkili olduğunu gösteren bir “sözlük” derlemeye başlayabilirler. Bu da onlar için düşünce okumanın pekala ilk adımı olabilir.
Aracısız İletişim Mümkün mü?
Elektromanyetik açıdan hassas cihazların başın üstüne ve etrafına yerleştirilmesi ile düşünce okuma çalışmaları uzun süredir yapılıyor. Teknoloji ilerledikçe, beyinde, “vokseller” olarak adlandırılan beyin faaliyetlerinin belirli bölümleri fark edilmeye başlandı. Artık bu bilinen yöntemlerle bilgisayarlara doğrudan telepati ile basit komutlar verilebiliyor. Ancak iki insan arasındaki telepati iletişimi bundan biraz daha karmaşık.
Sorun şu ki hepimiz farklı şekillerde, dillerde ve sıkça düşünürüz. En önemlisi de beyinlerimiz düşünceleri birbirine farklı şekilde bağlar. Bu herkes için bireysel bir süreçtir.
Kişisel deneyim aracılığıyla beynimizdeki anlamlar, detaylar kaydedilir ve bu yüzden “düşüncelerin” elektromanyetik olarak nasıl göründüğüne dair bir tutarlılık yoktur.
Bu yönden bakıldığında bazı yaşam tecrübelerimiz insanlar arasında aracısız bir iletişim kurulabildiğine işaret ediyor olsa da düşünce okuma ya da varolan düşüncelere etki etmek bilimsel olarak şu an için imkansız görünüyor.
Teknoloji Yoluyla Telepati
Yapılan araştırmalar, teknolojinin de yardımıyla telepati ile iletişimin gelecekte mümkün olacağına işaret ediyor. Bu konuda komplo teorilerinden tüyleri ürpertecek distopyalara kadar birçok felaket senaryosu da ortaya çıkmaya devam ediyor. Tüm bunlara rağmen aralarında Facebook’un da bulunduğu büyük bilişim şirketleri teknolojinin de yardımıyla kişiler arası aracısız iletişimi mümkün kılmak için çalışmalarına devam ediyor.
Hatta, Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, sosyal medya üzerinde arkadaşlar arasında aracısız düşünce aktarımını mümkün kılacak teknolojiler üzerinde çalıştıklarını yakın zamanda açıkladı. Zuckerberg’e göre yakın bir gelecekte düşüncelerimizi, duygularımızı ya da anılarımızı zihnimizde oldukları halleriyle başkalarıyla doğrudan paylaşabileceğiz.
Kulağa çılgınca geliyor olabilir ama telepati yoluyla iletişimi mümkün kılacak bu teknolojinin olası fayda ve zararlarını tecrübe etmeden kestirebilmek pek mümkün değil gibi görünüyor. Siz ne dersiniz?
