Diz önü ağrısı nedir? Diz önü ağrısı belirtileri nelerdir? Sinemada ya da tiyatroda ara verildiğinde yerinizden kalkarken dizlerinizde ağrı hissediyorsanız dikkat! sorununuz, diz önü ağrısı olabilir…
Yaşam kalitesini etkileyen, kişiye merdiven inip-çıkmadan çömelip-doğrulmaya dek birtakım zorluklar yaşatan diz önü ağrısı, sık görülen ancak ihmal edilen rahatsızlıklar arasında yer alıyor. Ağrı, diz kapağının ortasında veya çevresinde, ön tarafta hissediliyor. Oysa her ne kadar dizin önünde hissedilse de ağrının asıl kaynağı, diz kapağının hemen arkası oluyor. Diz kapağı kemiği (patella), diz ekleminin ön tarafında bulunuyor ve uyluk kemiğinin (femur) alt ucuyla eklemleşiyor. İşte bu eklemleşmedeki problemler de diz önü ağrısı olarak belirti veriyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak, uzun süre sandalyede veya koltukta oturduktan sonra ayağa kalkıp yürümeye başlama esnasında da bu tür ağrılar oluşabileceğini belirterek, “Diz önü ağrısının ‘sinema veya tiyatro belirtisi’ olarak adlandırılmasının nedeni de bu. Tıp dilinde ise nedenleri ‘Patellofemoral Sendrom’ başlığı altında tanımlanıyor” diyor.
Hatalı egzersiz ağrıya yol açabiliyor
Bu rahatsızlığa toplumda oldukça sık rastlanıyor. Ancak sebebini bulmak yani ağrıya neden olan problemi tanımlamak önem taşıyor. Ağrının oluşmasında kişinin anatomik yapısı, yaşam tarzı veya yaptığı sportif aktiviteler önemli rol oynuyor. 20’li- 30’lu yaşlardaki aktif, spor yapan genç erişkinlerde sık görülse de her yaş grubunda ortaya çıkabiliyor. Kadınlarda ortaya çıkma riskinin erkeklere oranla daha fazla olduğunu belirten Doç. Dr. Çakmak, diğer riskli grupları şu sözlerle sıralıyor: “Aşırı ve plansız-programsız spor yapan kişiler, anatomik yapısal ya da düz tabanlık gibi ayağa ait sorunları olanlar ile kilo fazlası bulunan kişilerde diz önü ağrısı sık görülüyor. Ayrıca geçmişte diz kapağında kayma veya çıkık olmuş hastalarda da bu rahatsızlığa rastlanıyor.”
Kıkırdak hasarının belirtisi oluyor
Hastalığın belirtileri özellikle ofis çalışanlarında, uzun süre koltukta oturma sonrası ayağa kalkma ve yürümeye başlama sırasında oluşan ağrıyla kendini gösteriyor. Ağrı ayağa kalkarken ortaya çıkıp, bir süre devam etse de yürüdükçe azalıyor. Öte yandan merdiven inip-çıkma veya çömelip-kalkma esnasında da ağrı oluşabiliyor. Bu durum; diz kapağı ile onun hemen arkasında bulunan uyluk kemiği arasındaki sürtünmenin artması nedeniyle ortaya çıkıyor. Normalde her iki kemiğin kıkırdağı bu basınca dayanabilecek durumda oluyor. Ağrı da kıkırdaklarda oluşmuş muhtemel bir hasarın belirtisi olabiliyor. Diz kapağının hemen arkasında yer alan kıkırdağın yumuşaması ile hasar görmesinin yanı sıra diz kapağının üstünde ve altında yer alan, bu bölgenin uygun hareketine yardımcı olan kaslar ile bağlarda oluşan incinmeler de bu eklemde sorunlara yol açabiliyor. Normalde diz kapağının çömelme ve ayağa kalkma hareketi esnasında, bir trenin rayında düzgünce hareket etmesi gibi belirli bir yolda veya olukta hareket edeceğini belirten Doç. Dr. Çakmak, “Ancak bazı kişilerde bu yolda veya olukta sorunlar ortaya çıkarak, diz kapağı yolun dışına yönelebiliyor. Bu tip sorunlar da söz konusu eklemi ilgilendiren hastalıklar arasında yer alıyor” diyor.
Yanlış tanı zaman kaybettiriyor
Bazı durumlarda diz önü ağrısını işaret eden belirtiler farklı hastalıklarla karıştırılabiliyor. Dolayısıyla hasta yanlış yöntemle tedavi ediliyor. Bu nedenle belirtilerin iyi analiz edilerek, titizlikle değerlendirilmesi gerekiyor. Örneğin, dizdeki her ağrıyı menisküsle ilişkilendirmek veya nedenini doğrudan romatizmal hastalıklara bağlamamak önem taşıyor. Menisküs problemlerinin kendine özgü belirtileri ve muayene bulguları olduğu gibi, romatizmal hastalıklarda da hastanın şikayetlerinin başlama zamanı, şiddeti, gün içindeki seyri gibi birçok soruya cevap aranacak incelemeler yapılması gerekiyor. Dolayısıyla doğru tanının, yanlış tedaviyi önlediğinin unutulmaması önem taşıyor. Hatalı tanı sonucu menisküs olarak nitelendirilen diz önü ağrısının menisküs ameliyatıyla giderilmesi mümkün olmuyor. Bu aşamada da doğru tanının önemi bir kez daha öne çıkıyor. Hastanın hekime başvurmasıyla başlayan süreçte ilk olarak fizik muayene yapılıyor. Burada diz kapağının, bacak önündeki konumu önem taşıyor. Dizin bükülmesi ve açılması esnasında diz kapağının yolunda veya oluğunda yol alıp almadığı gözleniyor. Birtakım açı ölçümleri yapılıyor. Kişinin kemik yapısının her iki bacak için belden aşağıya ayağa kadar incelenmesi amacıyla özel röntgen filmleri çekiliyor. Ayrıca diz kapağının arkasında yer alan eklem kıkırdağının hasarlı olup olmadığının detaylı incelenmesi amacıyla MR tetkiki de yapılabiliyor. MR ayrıca dizin içinde ve etrafında bulunan diğer dokuları incelemeye de olanak tanıyarak, ağrıya yol açabilecek muhtemel diğer sorunların tespitine de yardımcı oluyor.
Cerrahiye nadiren başvuruluyor
Diz önü ağrısı tanısı alan hastaların tedavisinde öncelik, konservatif yöntemlere veriliyor. Bu kapsamda; kişinin yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi, gerekiyorsa yapılan sporun şeklinin değiştirilmesi, egzersiz ile kalça arkasındaki ve uyluk ön tarafındaki kasların koordineli bir denge içinde kuvvetlendirilmesi gerekiyor. Ağrı, birtakım ilaçların yardımıyla başlangıçta kontrol altına alınabiliyor. Eğer kişi kiloluysa zayıflaması öneriliyor. Verilen her kilo, diz kapağı ile arkasındaki kemik arasında oluşan yüklenmede ciddi oranda azalma sağlıyor. Böylece ağrının da azalacağının altını çizen Doç. Dr. Çakmak, tedavide cerrahinin yerine ilişkin ise şu bilgileri veriyor: “Diz önü ağrısında ameliyatın yeri oldukça kısıtlı. Hastalar genellikle konservatif tedaviden yarar görüyor. Ancak bu yolla ağrıyı geçirmede başarısız olunması halinde ve tanıya yönelik yapılan incelemeler sonucunda ağrının nedeni saptanırsa cerrahi uygulanabiliyor. Örneğin, diz kapağının olması gereken yolda hareketini engelleyen bir sorun varsa, diz kapağını yeniden doğru hatta getirme ameliyatları yapılabiliyor.”