Ramazan ayını nasıl sağlıklı geçirebiliriz? Sıcak ve uzun günlere denk gelen ramazan ayında oruç tutma süresi bu yıl 17 saate kadar çıkıyor. Bu uzun süreçte beslenme ve yaşam tarzı ile ilgili uzmanların önerilerini dikkate almak, ramazan ayını sağlıklı ve konforlu bir şekilde geçirmek açısından büyük önem taşıyor. Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, oruç tutanlara sağlıklı kalma önerilerinde bulundu.
1. Sahur yapmadan, oruç tutmayın. Uykuya ara vermemek için sahura kalkmayıp, yemek yiyerek yatmak bu uzun günlerde kan şekeri düşüklüğüne bağlı olarak çeşitli sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olacaktır Bu nedenle kesinlikle sahur öğünü atlanmamalıdır.
2- İftardan sonra ara öğün yapmayı ihmal etmeyin. İftarda hafif yemekler yiyerek sonrasında bir ara öğün yapmak, gün boyu boş kalan midenin sindirim için zorlanmasına engel olacaktır. Ara öğün olarak da meyve galeta veya leblebi gibi karbonhidrat kaynağıyla 1 bardak süt veya yoğurt tüketimi uygundur.
3- Sahurda kahvaltı tercih edin. Sahurda mideyi yormayan az yağlı bol protein içeren mönü tercih edilmelidir. Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir. Yumurta kullanarak yapılan az yağlı bir menemen veya yine yumurta kullanarak yapılan bir salata mönüdeki posa içeriğini artıracağından gün içinde yaşanabilecek kabızlık sorununu da ortadan kaldıracaktır.
4- İftarda kızartma, pilav, makarna ve şerbetli tatlılardan uzak durun. Gün boyu aç kalındıktan sonra kolayca doyulmayacağı hissi ile ağır yemeklerden oluşan menülerle hazırlanan sofralardan uzak durulmalıdır. Genellikle kızartma, börekler, pilav, makarna ve şerbetli tatlılar Ramazan sofralarını süsleyerek kilo artışına neden olmaktadır. Kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını önlemek için; ağır kızartma yemekleri yerine hafif zeytinyağlı veya etli sebze yemekleri tercih edilmelidir. Kırmızı et ve beyaz et dengeli olarak tüketilmeli, tek yönlü seçim yapılmamalıdır. Her yemeğin yanına yakıştığı düşünülen pilav veya makarna gibi yağ içeriği yüksek olan karbonhidrat grubu yerine az miktarda Ramazan pidesi iftar mönüsü için daha uygundur. İftarda çorbayla yemeğe başlamak, sonrasında 10-15 dakika ara vermek ve daha sonra yemeğe devam etmek, yemek sonunda yaşanacak şişkinliği ortadan kaldıracaktır. Ayrıca iftarda tüketilen salata günlük alınan posa miktarını olumlu yönde etkileyerek kabızlık sorununu da engelleyecektir.Uzun süre açlığa bağlı olarak oluşan hipoglisemi nedeniyle ortaya çıkan tatlı isteği diğer günlere oranla Ramazan’da daha fazla olmaktadır. Bu isteği karşılamak amacıyla şerbetli ağır tatlılar yerine sütlü veya meyveli hafif tatlılara yer verilmelidir. Yemek sonrasında yenilen meyve veya oruç açarken tercih edilmesini önerilen hurma da tatlı isteğini kısmen azaltacaktır.
5- Sıvı tüketimine dikkat edin. Günlük su ihtiyacı 2-2,5 litredir. Uzun ve sıcak yaz günlerinde bu miktardan daha az su tüketimi başta böbrek rahatsızlıkları olmak üzere birçok sağlık problemini beraberinde getirecektir. Bunun yanında çok şekerli ve asitli içecekler yerine; komposto, ayran, taze sıkılmış meyve suyu gibi sağlıklı içecekler sıvı ihtiyacı karşılamak için tercih edilmelidir. Ancak sağlıklı da olsa bu içecekler asla suyun yerini almamalıdır.
6- Kabızlığı önlemek için posalı yiyeceklere ağırlık verin. Ramazan’da yaşanan sindirim sitemi problemlerinin başında kabızlık gelmektedir. Kabızlık nedeniyle yaşam kalitesini düşürmemek için posalı yiyeceklerin tüketimi önemlidir. Bu sebeple her gün iftarda salata, sebze yemeği ve meyve tüketimine dikkat edilmeli, ekmek çeşidi olarak tam buğday, çavdar veya kepek ekmeği tercih edilmelidir. İftarda ekmek yerine pide yenebilir, pide yendiği gün sahurda yine posalı ekmek tüketilmelidir. Ayrıca bağırsak florasını düzenleyici probiyotik içeriği yüksek olan kefir içimine özen gösterilmelidir. Kilo kontrolü için meyveli kefir yerine, sade kefir tercih edilmelidir.
7- Hamileler, şeker hastaları ve böbrek hastaları dikkat etmeli! Uzun süreli açlık ve susuzluk metabolizma dengesini bozacağından ciddi sağlık problemleri olan kişiler oruç tutmamalıdır. Şeker hastaları güz içinde az ve sık yiyerek kandaki şeker düzeyini koruyarak hastalıklarını kontrol altına alır. Fakat oruç tuttuklarında bu düzen bozulacağından ani şeker düşmesi ve ani şeker yükselmesi yaşayabilirler ki bu iki durumda çok tehlikelidir. Böbrek hastaları için ise sıvı alımı çok önemlidir. Gün boyu sıvı almamak böbreği yoracağından rahatsızlıklarının artmasına neden olacaktır. Hamilelerin de hem kendi sağlıklarını hem de bebeklerinin sağlığını düşünerek oruç tutmaması önerilmektedir.